Merhaba arkadaşlar,
Sizlere bugün Adana'nın ilk ve tek kitap cafe olma özelliğini taşıyan cafeyi tanıtacağım. Kütükhane Hem kahvenizi,çayınızı içip hem yemeğinizi yiyebileceğiniz hem ders çalışıp kitap okuyabileceğiniz, 7 den 70 e hitap eden bir cafe burası. Bazı günler sulu boya etkinlikleri veya kolaj çalışmaları yapılıp gelirleri sokak hayvanlarına bağışlanıyor. Katılım ücreti ise sadece 10 tl. Bazı akşamlar canınız sıkıldığında gitarınizi kemaninizi alıp burda diğer enstrüman çalan arkadaşlar ile eglenebilirsiniz .Etkinlikleri takip etmek için ınstgram sayfasından takip edebilirsiniz.(kutukhanekitapcafe)
Yakup Taşkın
gezi rehberi
29 Mart 2018 Perşembe
27 Mart 2018 Salı
Bodrum Gümüşlük
Merhaba Gezi Severler,
Bugün sizlere yazın gittiğim ve bu yaz tekrar gitmek için can attığım bodrum gümüşlük koyundan bahsedeceğim.Buraya adım atar atmaz asık oldum cennet burası olsa gerek mavinin binbir tonunu içinde barındıran denizi,sıcakkanlı ve elit insanları ,altın sarısı kumu,teninize narince dokunan rüzgarı ve birbirinden şahane mekanları ...Gündüzleri sahil de hem cafe hem plaj olan mekanlar var anı zamanda sadece gundüz plaj akşamları cag ye ya da restuarana dönüşen mekanlar mevcut.Günü birlik kiralayabileceginiz evler de bulunmakta.İsterseniz diğer koylarida görmek için tekne turları düzenleniyor .Ama tekne turundan pek memnun kalmadım tavsiye etmiyorum alternatif bir seçenek olarak yat kiralayıp onunla diğer koylara acilabilirsiniz .Mekanların fiyatları her bütçeye hitap edecek şekilde .Plajlar halk pilajo olduğu için plaja girmek için ayrıca bir ücret vermiyorsunuz .Ahh ahhh yaz gelsin de tekrar gidiyim diyeceğiniz muhteşem bir yer.
Gültuğ Hoş
Bugün sizlere yazın gittiğim ve bu yaz tekrar gitmek için can attığım bodrum gümüşlük koyundan bahsedeceğim.Buraya adım atar atmaz asık oldum cennet burası olsa gerek mavinin binbir tonunu içinde barındıran denizi,sıcakkanlı ve elit insanları ,altın sarısı kumu,teninize narince dokunan rüzgarı ve birbirinden şahane mekanları ...Gündüzleri sahil de hem cafe hem plaj olan mekanlar var anı zamanda sadece gundüz plaj akşamları cag ye ya da restuarana dönüşen mekanlar mevcut.Günü birlik kiralayabileceginiz evler de bulunmakta.İsterseniz diğer koylarida görmek için tekne turları düzenleniyor .Ama tekne turundan pek memnun kalmadım tavsiye etmiyorum alternatif bir seçenek olarak yat kiralayıp onunla diğer koylara acilabilirsiniz .Mekanların fiyatları her bütçeye hitap edecek şekilde .Plajlar halk pilajo olduğu için plaja girmek için ayrıca bir ücret vermiyorsunuz .Ahh ahhh yaz gelsin de tekrar gidiyim diyeceğiniz muhteşem bir yer.
Gültuğ Hoş
Mersin Himmet Dondurma
Merhaba arkadaşlar ,
Bugün sizlere Mersinde ki Himmet Dondurmadan bahsedeceğim.Tesadüf eseri keşfettim.Cumartesi sabahı ders çalışmak için evden çıktım çalışmak bir yandan kahvemi içime için bir yer arıyordum ve tesadüfen burayı gördüm .Hemenn girip denemem lazım dedim ve girdim içeri.Allahim benn bu kadar güzel kokan bir yer daha görmedim misss gibi kokuyor freshh...Mekanın iç dizaynı da huzur verici ve ferah.Birbirinden güzel fıstıklı ve çevik şireli tatlıları var veee veee bir fıstıklı kadayıf yapıyorlar parmaklarınızı yersiniz .Hem ders çalışmak hem tatlınızı yiyip kahvenizi içmek için mükemmel bir yere .Kesinlikle tavsiye ediyorum.. Gültuğ Hoş
Bugün sizlere Mersinde ki Himmet Dondurmadan bahsedeceğim.Tesadüf eseri keşfettim.Cumartesi sabahı ders çalışmak için evden çıktım çalışmak bir yandan kahvemi içime için bir yer arıyordum ve tesadüfen burayı gördüm .Hemenn girip denemem lazım dedim ve girdim içeri.Allahim benn bu kadar güzel kokan bir yer daha görmedim misss gibi kokuyor freshh...Mekanın iç dizaynı da huzur verici ve ferah.Birbirinden güzel fıstıklı ve çevik şireli tatlıları var veee veee bir fıstıklı kadayıf yapıyorlar parmaklarınızı yersiniz .Hem ders çalışmak hem tatlınızı yiyip kahvenizi içmek için mükemmel bir yere .Kesinlikle tavsiye ediyorum.. Gültuğ Hoş
15 Mart 2018 Perşembe
PEYGAMBERLER ŞEHRİ URFA
Evet, Şanlıurfa; buraya vardığınızda, gerçekten hayallerinizin ötesinde, modern bir şehir ile karşılaşacaksınız. Ben gittiğim bu şehirde, gerçekten güzel zamanlar geçirdim.
Öncelikle: Balıklı göl, kale, İbrahim Peygamberin doğduğu ve Eyüp Peygamberin çile mağaraları, Göbeklitepe olmak üzere muhteşem bir gezi.
Şehrin tarihi, çok eski dönemlere kadar uzanmaktadır. Kazılarda: MÖ.7250-5500 yıllarına ve sonrasına ait çok sayıda değerli eser ele geçirilmiştir.
Daha sonraki tarihi süreçte: şehirde; Sümer, Akad, Hitit, Babil, Kalde, Hurri, Mitani, Aram, Asur, Med ve Pers hakimiyetleri görülür. Şehir: Ur, Kalde Ur’u, Harran Ur’u, Orhei, Orhay, Vurhai, Edessa, Diyar Mudar, Ruha, Reha ve Urfa adlarını almıştır. Edessa ismi, “Suları bol” anlamına gelmekte olup, Makedonlar tarafından verilmiştir. En son: Şanlıurfa olmuştur.
Makedonya kralı Büyük İskender; doğu seferi sırasında, Urfa’ya hakim olur. Daha sonra: MÖ.132 ıylında Asraane krallığı şehre egemen olur. MS.250 yılına kadar süren “Osroane” krallığı dönemi; Hıristiyanlık açısından büyük önem taşır. O dönem Osroane kralı Abgar Ukomo: dünyada Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul eden ilk krallardan biridir. Hz. İsa ile mektuplaşmış ve Hz. İsa’yı, Hıristiyanlık dinini yaymak üzere, Urfa’ya davet etmiştir. Bu davet üzerine: Hz. İsa; yüzünü sildiği mendile çıkan resmini ve Urfa’yı kutsadığına dair bir mektubu, kral Abgar’a gönderir. Bu yüzden: Urfa, Hıristiyanlar tarafından, günümüzde bile “Kutsal Şehir” olarak kabul edilmektedir. Hıristiyanlık aleminde, kutsal sayılan bu mendilin: uzun süre, Urfa’yı düşmanlarından koruduğuna inanılır.
MS.994 yılında, Bizans imparatorunun doğudaki komutanı İoannes Kurkuas; Urfa üzerine yürür ve Hz.İsa’nın, bu mucizevi resmi de bulunan mendilini almayı başarır ve bu mendili büyük bir törenle: İstanbul’a götürür.Evet, Hıristiyanlığı ilk yıllarında kabul eden Urfa, Müslümanlığı da, ilk yıllarında kabul eder. (MS.639) Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın 1071 yılında, şehri kuşatması öncesinde, birçok siyasi ve dini hareketlerin olduğu şehirde, bağımsız bir haçlı kontluğu kurulur. 1144 yılında, İmadeddin Zengi, 1182 yılında ise Selahattin Eyyübi, şehre hakim olurlar.
1240 ve 1250 yıllarındaki iki Moğol yağmasından sonra, 1260 yılında, Hülagü Han, şehri yakıp-yıkar. 1404 yılında, Akkoyunlular, 1514 yılınmda Safeviler şehre egemen olurlar. 1517 yılında Osmanlı imparatorluğu topraklarına katılır.
24 Mart 1919 tarihinde İngiliz, 30 Ekim 1919 tarihinde Fransızlar tarafından, şehir, işgal edilir. Fransızlara karşı başlatılan direniş ve savaş, 11 Nisan 1920 tarihinde şehir halkının zaferiyle, Fransızların kaçmasıyla sonuçlanır.
Urfa Milletvekili Osman Doğan ve 17 arkadaşının, Kurtuluş Savaşında gösterdiği kahramanlıktan dolayı, Urfa ilinin adının “Şanlıurfa” olarak değiştirilmesine ilişkin kanun teklifi, TBMM tarafından, 12.06.1984 tarihinde kabul edilerek kanunlaşmıştır.
14 Mart 2018 Çarşamba
ADIM ADIM EFES ANTİK KENT...
Merhabalar ben açelya Türkiye’nin en önemli arkeolojik sit alanı ve en büyük açık hava müzesi olan Efes Antik Kenti, bugünkü Selçuk ilçesinin yakınında ve İzmir’in 70 km. güneybatısında yer almaktadır. Milattan Önce 7. bin yılda yaşamın başladığı ve yüzyıllar boyunca tüm Asya şehirlerinin yönetim yeri olan Efes’in tarihini ve günümüzde görülecek yerlerini bu yazımda okuyabilirsiniz.
![efes antik kent selçuk ile ilgili görsel sonucu](https://www.sesli-gezi.com/wp-content/uploads/2016/07/790x450_efes_gezi_rehberi.jpg)
Efes, binlerce yıllık tarihinde çeşitli sebeplerden dolayı 4 kez yer değiştirmiştir. Bu nedenle tarihi kalıntıları oldukça büyük bir alana yayılmış ve 150 yıldan uzun süredir kazı ve kurtarma çalışmaları devam etmektedir. Bugün gezilen ve size anlatacağım Efes, kentin 3. kurulduğu yer olan Bülbül Dağı ve Panayır Dağı arasında kurulan yerdir.
Efes bölgesinde yaşam bundan yaklaşık 8600 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Cilalı Taş Devri’nde, Çukuriçi Höyük‘te başlayan yaşam, Bronz Çağı’nın sonuna kadar bugün St. John Kilisesi ve İsa Bey Camii‘nin bulunduğu yer olan Ayasuluk Tepesi‘nde devam etmiştir. Yine yapılan kazılarda bulunan eserlerden yola çıkarak MÖ 2. bin yılda Hitit belgelerinde bu bölgeden bahsedilmektedir. Hitit imparatorluk döneminde buranın adı Apasas‘tır ve Arzawa-Mira Krallığı’nın başkentidir.
Kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına dayanan ve Helenistik dönemden tutunda Roma, Bizans (Doğu Roma), Beylikler ve Osmanlı dönemlerine kadar aktif yerleşim yeri olarak kullanılan o soylu şehir; Efes.
Asırlar boyu üstün şehir planlama örneği oluşuyla, büyük öneme sahip bir liman kenti olmanın getirdiği ticaret merkezi özelliğiyle, binlerce yıl çok zengin kültüre sahip uygarlıklara ev sahipliği yapmasının kaçınılmaz sonucu olarak bir kültürler beşiği oluşuyla, Hristiyanlığın Hac merkezi olarak kabul görülmesi ve asırlardır bir dini merkez olma özelliğiyle; Efes tarihin bir parçası değil tarihin ta kendisi desek yanlış olmaz sanırım.
Artemis Tapınağı
![](https://www.bizevdeyokuz.com/wp-content/uploads/artemis-tapinagi-efes-antik-kenti.jpg)
Çok şey yazılabilir, çok şey söylenebilir ama dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı için ama ne yazarsak yazalım Dünyanın yedi harikasını derleyen Sidon’lu Antipader kadar güzel tarif edemeyiz tapınağı;
“Mağrur Babil’in üstünde savaş arabaları için yol olan duvarını ve Alpheus’daki Zeus heykelini ve asma bahçeleri gördüm ve güneşin kolosusunu ve yüksek piramitlerin devasa işçiliğini ve Mausolos’un engin mezarını; ama Artemis’in bulutlar üzerine kurulmuş evini gördüğümde diğer tüm harikalar parlaklıklarını kaybetti ve dedim ki “İşte! Olimpus’un dışında, Güneş hiç bu kadar büyük bir şeye bakmadı.” (Antipater, Yunan Antolojisi [IX.58])
Malesef tapınak tarihe yenik düşmüş ve taş üstünde taş kalmasa da kenti gezerken edindiğiniz izlenim buranın ne kadar görkemli bir yapı olduğunu kafanızda çiziyor.
![](https://www.bizevdeyokuz.com/wp-content/uploads/Efes-antik-kenti-Celsus-kutuphanesi.jpg)
“Mağrur Babil’in üstünde savaş arabaları için yol olan duvarını ve Alpheus’daki Zeus heykelini ve asma bahçeleri gördüm ve güneşin kolosusunu ve yüksek piramitlerin devasa işçiliğini ve Mausolos’un engin mezarını; ama Artemis’in bulutlar üzerine kurulmuş evini gördüğümde diğer tüm harikalar parlaklıklarını kaybetti ve dedim ki “İşte! Olimpus’un dışında, Güneş hiç bu kadar büyük bir şeye bakmadı.” (Antipater, Yunan Antolojisi [IX.58])
Malesef tapınak tarihe yenik düşmüş ve taş üstünde taş kalmasa da kenti gezerken edindiğiniz izlenim buranın ne kadar görkemli bir yapı olduğunu kafanızda çiziyor.
Efes Antik Tiyatrosu
![](https://www.bizevdeyokuz.com/wp-content/uploads/efes-antik-tiyatro.jpg)
Antik dönemin en büyük açık hava tiyatrosu özelliğini taşıyan bu tiyatro tam 24.000 kişi kapasiteli. Tiyatronun sahnesi maalesef yıkılmış durumda ancak oturma alanları gayet iyi durumda. Bu tiyatro en büyük tiyatro olma özelliği dışında St.Paul’ün vaazlarının da gerçekleştiği yer olduğundan Hristiyanlık adına da çok önemli eser konumundadır.
Celsus Kütüphanesi![](https://www.bizevdeyokuz.com/wp-content/uploads/Efes-antik-kenti-Celsus-kutuphanesi.jpg)
Efes’te bulunan belki de en güzel yapı. Celsus Kütüphanesi M.S. 106 yılında ölen Efes valisi Celsius adına oğlu tarafından yaptırılmıştır. Kütüphane dışarıdan iki katlı bir görünümde olsa da içeriden tek katlı ve yüksek tavanlı bir yapıdır.
Meryem Ana Evi
![](https://www.bizevdeyokuz.com/wp-content/uploads/meryam-ana-evi-efes.jpg)
Burası Meryem’in Aziz John’la birlikte son yıllarını geçirdiği düşünülen kilise. Bu kilisenin de bulunuşu oldukça ilginç bir hikâyeye sahip.
Bir Alman köyünde yaşayan Anna Katharina Emmerick isimli daha önce köyünden hiç çıkmamış olan bir kadın amansız bir hastalığa yakalanır. Hastalığa yakalandıktan sonra tanıması mümkün olmayan kişiler ve görmesi mümkün olmayan yerler hakkında çok tutarlı bilgiler vermeye başlar. Bu durum yazar Clemens Brentano’nun da dikkatini çeker ve bu kadının yanına yerleşir. Brentano kadın ölene kadar kadınla kalır ve kadının ölümünden sonra onun anlattıkları doğrultusunda Meryem’in yaşamını yazıp kitap haline getirir. Tarih 1891 yılını gösterdiğinde İzmir Fransız hastanesinde bu kitap topluca okunurken gerçeklik payının olup olmayacağı üzerine bir tartışma geçer ve bu küçük grup 29 Temmuz 1891 yılında kitapta anlatılanlar ışığında bu kiliseyi bulurlar.
Biz Efes'i gezerken çok eğlendik ve çok keyif aldık. Sizi mutlu eden insanlarla güzel vakitler geçirebilmeniz dileğiyle, İyi yolculuklar...
11 Mart 2018 Pazar
Hadi biraz uçalım.
Herkese merhaba,
Ben Berk Haykır bugünkü yazımda sizlere Rüzgarlı Tepe’den bahsedeceğim.
Rüzgarlı Tepe, Adana’da yaşayan herkesin bilmesi,görmesi ve
gitmesi gereken yerlerden biridir. Şehrin gürültüsünden, stresinden ve kirli
havasından kaçmak istiyorsanız buraya gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Buraya
vardığınız andan itibaren siz oranın muhteşem bir manzarasıyla ve tertemiz havasıyla karşılaşacaksınız.
Rüzgarlı Tepe, Adananın dışında, Seyhan barajının etrafındaki en yüksek tepelerdendir ve şehrin büyük bir bölümünü bu tepeden izleyebilirsiniz. Genellikle yamaç paraşütüyle ilgilenen sporcuların uğrak noktasıdır. İnsanlar buraya sadece yamaç paraşütü yapmak için değil, aynı zamanda eğlenceli vakit geçirmek veya farklı aktiviteler yapmak için arkadaşlarıyla veya aileleriyle yılın her döneminde ziyaret ederler, piknik yaparlar, çadır kurup kamp yaparlar ve yamaç paraşütü yapanları seyrederler. Yalnız şunu da unutmayın, burada henüz hizmet veren kafe ve restoranlar yok. O yüzden, aç kalmamak için yanınızda yiyecek ve içecek getirmeyi unutmayın.
Yamaç paraşütüyle ilgileniyorsanız veya denemek istiyorsanız 70 TL ücret karşılığında bu eşsiz deneyimi yaşayabilirsiniz. Eğer uçmayı bilmiyorsanız sakın korkmayın. Uçuş için eğitim almanıza gerek yoktur. Uçuşunuzu deneyimli pilotlar eşliğinde gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca uçuşunuz boyunca fotoğraflarınız ve videonuz çekiliyor. Buraya gelmenizi şiddetle tavsiye ediyorum, çünkü uçarken yaşayacağınız adrenalini bir ömür boyu hatırlayacaksınız.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)